İslamda Ölüm  – Mezar Yaptırma – Mezar Yaptırma Fiyatları – Mezar Modelleri Fiyatları – Mezar Fiyatları Ankara – Tek Kişilik Mezar Fiyatları

Tüm şehirlerden mezar yaptırma talepleriniz için sayfanın altındaki talep formunu doldurun. Ankara - İstanbul - İzmir - Mezar Yaptırma - Ankara Mezar Yaptırma - Hazır Mezar Fiyatları - Mermer Mezar Fİyatları 2021 - Mezar Modelleri - Mezar Taşı Fiyatları - Mezar Yapımı Fiyatları - Tek Kişilik Mezar Fiyatları - Mezar Yapımı

İslamda Ölüm  – Mezar Yaptırma – Mezar Yaptırma Fiyatları – Mezar Modelleri Fiyatları – Mezar Fiyatları Ankara – Tek Kişilik Mezar Fiyatları

15 Eylül 2021 Beypazarı Mezar Yapımı Online mezar taşı yap Poliüretan mezar Tunceli mezar yapım Tuncelide mezar yapımı 0
Resmi Cenaze Töreni – Mezar Yaptırma – Mezar Yaptırma Fiyatları – Mezar Modelleri Fiyatları – Mezar Fiyatları Ankara – Tek Kişilik Mezar Fiyatları

İslamda Ölüm 

Kişi kendini ölüm döşeğinde veya ölüm döşeğinde gibi görünen bir yerde bulursa, belirli ibadetleri yapmakla yükümlü veya tavsiye edilir ve ölen kişinin etrafındaki insanlar destekleyici olmaya ve belirli temel hizmetleri sağlamaya teşvik edilir.

1. Şehadet

Orada bulunanlar, ölmekte olan kişiyi, Allah’ın eşsiz birliğini (Tevhid) tasdik edene kadar, kendilerinden sonra İman Beyanını (Şehadet) tekrar etmeye teşvik etmelidirler. Hem Ebû Sa’îd el-Hudrî hem de Ebû Hüreyre, Peygamber’in (s.a.a) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:

“Ölmekte olanlarınıza şunu söyleyin: La ilahe illallah ve kimin ölmeden önceki son sözü la ilahe illallah bir gün cennete girer, daha önce kendisine azap dokunsa da.”

Bu peygamberlik beyanı basitçe, ölmekte olan kişinin huzurunda başkaları tarafından şehadet zikredilmesi gerektiği anlamına gelmez. Peygamber’in “son sözü kim olursa olsun: la ilahe il-lal-laah” ifadesinden de anlaşılacağı gibi, ölmekte olan kişinin kendisine şehadet etmesi talimatı verilmelidir. Enes’in rivayet ettiği şu hadis, Hz. Peygamber’in bu konudaki uygulamasına işaret etmektedir:

Enes ibn Malik (r.a.)’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) Ensar’dan bir adamı ziyaret etti ve ona: “Ey Amca, de ki: la ilahe illallah. Adam, “Ben amca mıyım, amca mıyım?” diye sordu. Peygamber (s.a.v.): “Gerçekten sen babacansın” diye cevap verdi. Adam, “La ilahe illallah desem daha mı iyi olur?” diye sordu. Resûlullah (s.a.v.) ‘Evet’ cevabını verdi.”

Müslümanlar ayrıca, gayrimüslimler ölürken onlara İslam’ı sunmak için, ölmeden önce İslam’ı kabul edecekleri ümidiyle orada bulunmaya teşvik edilir. İslam’ın bu noktada kabulünün bir fayda sağlaması için bilgiye dayanması,4 samimiyetle ve kesin olarak ifade edilmesi ve asıl ölüm sancıları başlamadan önce gerçekleşmesi gerekir.

Bu nokta, Peygamber’in (a.s.) amcası Ebû Talib’i ölüm döşeğindeyken Allah’ın birliğine şahitlik ettirme girişiminde açıkça görülmektedir. Ebû Talib, Allah’ı, İslam’ı ve Peygamber’i (r) çok iyi biliyordu. Aynı şekilde, Peygamber’in kulunun karıştığı aşağıdaki olay da, Allah’ı ve Peygamber’i (r.a.) bilen bir kimsedendir.

Enes de şöyle demiştir: “Peygamberimize (s.a.a) hizmet eden Yahudi bir genç hastalandığında, Peygamber (s.a.v.) onu ziyaret etti. Peygamber (s.a.v.) başucuna oturdu ve ona: “İslam’ı kabul et” dedi. Oğlan yanında bulunan babasına baktı ve adam, “Ebu’l-Kasım’a itaat edin” dedi. Bunun üzerine çocuk Müslüman oldu ve Peygamber (s.a.v.) “Onu ateşten kurtaran Allah’a hamd olsun” diyerek oradan ayrıldı. (Oğlan ölünce Peygamber (s.a.v.): “Arkadaşına namaz kıl” buyurdu.)

2. Güzel Sözler

Orada bulunan insanlar, ölmekte olan kişi için yüksek sesle dua edebilir, onlar için endişelerini ve şefkatlerini duymalarına izin verebilir. Orada bulunanlar, ölen kişinin huzurunda iyi olmayan bir şey söylemekten de kaçınmalıdır. Olumsuz sözler sadece hasta ve ölmekte olan kişilerin karşılaştığı zorlukları artıracaktır. Öte yandan, iyi sözler ve olumlu düşünceler, ölme sürecini kolaylaştıracak ve hastalıktan iyileşmeyi daha katlanılabilir hale getirecektir.

Ümmü Seleme (r.a.)’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Eğer bir hasta veya ölmekte olan birinin huzurunda iseniz, güzel söz söyleyiniz çünkü melekler sizin her söylediğinize “Âmin” derler.

Ümmü Seleme, Peygamber’e ne söylemesi gerektiğini sorduğunda, şöyle cevap verdi:

“De ki: Allahümme-ğfir lee ve lahu ve a’kıbne minhu uqbe hasenah [Allah’ım onu ​​ve beni bağışla ve ondan sonra bana güzel bir vekil nasip et.]

Tunceli mezar yapımı
Elazığ Mezar Taşı Fiyatları
Elazığ Mezar Yapımı
Beypazarı Mezar Yapımı
Karekodlu mezar taşı Fiyatları
Kovancılar Mezar Fiyatları
Poliüretan mezar
Online mezar taşı yap

3. Yasin

Kuran’ın 36. sûresi olan Yasin Suresi’ni ölen kişinin huzurunda özel olarak okuma uygulamasının sahih Sünnet’te hiçbir temeli yoktur.13 Ne Peygamber (s) ne de ashabı bunu yapmadı veya yapılmasını tavsiye etti. Ancak, ölmekte olan birinin huzurunda söylenebilecek olan “iyi şeyler” genel başlığına girer, ancak onunla özel bir değer taşımaz. Bu sureyi okumak, Kur’an’daki herhangi bir sureyi okumak gibidir.

Sonuç olarak, dilerse veya ölmekte olan kişi kişisel tercihi nedeniyle bunu isterse, ölmekte olan kişi için okuyabilir. Ancak, Yasin Suresi’nin ölenler için okunması gerektiğini belirtmek ve böyle yapmanın özel bir değeri olduğuna inanmak Bid’at sayılır.

4. Kıbleye Bakmak

Ölmekte olan bir kimsenin vücudunu kıbleye [Mekke’ye] çevirmek, Peygamber (s.a.a) ve ashabının uygulamasında hiçbir dayanağı yoktur. Cenaze kabre konulduğunda Peygamberimizin talimatına göre yüzünü Mekke’ye çevirmelidir.

Ancak ölüm anında böyle bir talimat yoktu. Cenazeyi döndürmek, sahabeden sonra âdet haline gelmiş, ancak o zamanın alimleri tarafından karşı çıkılmıştır. Örneğin, sahabe talebeleri arasında önde gelen alimlerden biri olan Sa’eed ibn el-Musayyib, bu uygulamadan hoşlanmadığını açıkça ifade etmiştir. Zar’ah ibn ‘Abdir-Rahmaan, Ebû Seleme ibn ‘Abdir-Rahmaan’ı Sa’eed ibn el-Musayyib ile ölüm döşeğindeyken gördüğünü bildirdi.

Sa’eed bilincini kaybettiğinde, Ebû Seleme, yatağının Kâbe’ye çevrilmesini buyurdu. Sa’eed bilincini geri kazandığında, “Yatağımı sen mi kaldırdın?” diye sordu. Yaptıklarını söylediklerinde Ebu Seleme’ye baktı ve: “Sanırım senin bilginle yapıldı?” dedi. “Onlara öyle yapmalarını söyledim” diye cevap verdi. Sonra Sa’eed onlara yatağını eski konumuna getirmelerini söyledi.”

5. Kaderin Kabulü

Ölen kimse, kıyamet gününde kendisine bir mükâfat ve bereket kaynağı olması için nafakasını güzelce kabul etmek zorundadır. Peygamber (s.a.a) bu hayatın imtihanlarına sabırla katlanmanın, günahların kefaretini ödeyen bir doğruluk eylemi olduğunu öğretmiştir.

Abdullah, Allah Resulü’nü (s.a.a) ateşi yüksek iken ziyaret ettiğini ve ona: “Ey Allah’ın Resulü, ateşin çok yüksek” dedi. “Evet, iki adamınızın yaşadığı kadar ateşim var” dedi. “Ödülü iki katına çıkaracağın için mi?” diye sordum. O, “Evet, öyle. Tahta bir veya daha fazla dikenin zararına uğrayan her Müslüman, bunun sonucunda bir ağacın yapraklarını dökmesi gibi günahlarının bir kısmına kefaret olur.”

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir